top of page
Ara

Covid19'da Tedavi Hatası İddiası ve Tazminat Davası


Covid-19 tedavisinde kullanılan sıtma ilacının (Hidroksiklorokin) Covid tedavi rehberinden çıkarılması üzerine malpraktis iddiaları gündeme gelmeye başlamıştır.

Sağlık Bakanlığı, 4 Nisan 2020 tarihinde yayınladığı “Covid-19 Erişkin Hasta Tedavisi Rehberi”ni 7 Mayıs 2021’de güncelleyerek “hidroksiklorokin” adlı ilacı tedavi rehberinden çıkardı. Bu durum tedavi uygulanan hastalarda endişeye yol açarken, tedaviyi üstlenen hekimlerin de konu ile ilgili yoğun sorular ile karşılaşmasına neden oldu. Sosyal medyada; “ilacın yan etkiler nelerdir? Ölümlere neden olduğu doğru mu? Kalp krizini riskini arttırıyor mu? Covid-19 tedavisi sonrası kalp krizi nedeniyle özellikle genç yaştaki görülen ölümlerde hidroksiklorokin ilacının etkisi nedir?” gibi sorular ve yorumlar yayılmaya başladı. Bir diğer yandan, bu konuda sorumluluk kimdedir, tazminat davasına konu olur mu yönündeki hukuksal sorularını da gündeme getirdi.


Dünya Sağlık Örgütü’nün Uyarısından Bir Yıl Sonra


En dikkat çekisi konu ise; Dünya Sağlık Örgütü’nün “hidroksiklorokin” isimli ilacın kullanımının 25 Mayıs 2020’de “güvenlik endişeleri” nedeniyle geçici olarak askıya alındığını ve Temmuz 2020 ‘de ise derhal ve tamamen durdurulması gerektiğini belirtmesidir. Ancak ülkemizde bir yıla yakın süre daha tedavi rehberinde yer alarak kullanıma devam edildi.


Hidroksiklorokin Tedavisi ve Hukuksal Sorular;


Dünya Sağlık Örgütünün duyurusuna rağmen, bir yıl daha hidroksiklorokin kullanılması ve belirtilen yan etkilerden olan “tedavi sonrası kalp krizi nedeniyle ölümler” tıbbi uygulama hatası (malpraktis) olarak değerlendirilebilir mi? Yakınlarını kaybedenlerin tazminat davası açma hakkı var mı? Tarafımıza yöneltilen sorular arasında yer aldı.


Öncelikle belirtmek isteriz ki, sorumluluk hukukunun şartlarında pandemi dönemine ilişkin bir değişiklik veya özel düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla tıbbi malpraktis iddiası var ise tanımından ve hukuksal şartlarından yola çıkarak değerlendirmek gerekir. Dünya Sağlık Örgütü’nün de kabul ettiği tanıma göre tıbbi malpraktis; “hekimin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar”dır. Bilgisizlik, deneyimsizlik, özen eksikliği, yanlış teşhis, hatalı tedavi veya eksik bakım hizmeti neticesinde hastanın zarar görmesi halinde, sorumluluk hukuku devreye girer ve zararın tazmini gerekir. Covid-19’da hatalı tedavi uygulandığı iddiasını değerlendirmek için sağlık hizmetini yürüten idarenin hizmet kusuru olup olmadığını belirlemek ve nedensellik bağını kanıtlamak gerekir.


Bir diğer yandan, doktor açısıdan sorumluluktan bahsedebilmek için hekimin tıbbi uygulamasında hukuka ve tıbbi strandartlara aykırı bir davranışının yani kusurunun bulunması ve bu kusurlu davranışı nedeniyle zarara sebebiyet vermiş olması gerekir. Bu noktada değerlendirmesi gereken önemli bir kavram ise “tıbbi müdehalenin hukuka uygunluğu”dur. Müdehale öncesinde hastasını aydınlatan, yapacağı tıbbi işlem için hastasının rızasını alan ve güncel tıp kurallarına uygun bir tedavi yöntemi izleyen hekimin tıbbi müdehalesi hukuka uygundur. Hasta hekim ilişkisinde tedavi garantisi yoktur, ancak hekim her türlü özeni göstermeyi ve hastasının menfaati için en iyisini yapmayı vaad etmektir.


Kalp Krizinden Ölümler Nedeniyle Dava Açılabilir mi?


Bu kısa hukuksal açıklamadan sonra başlangıçtaki sorumuza geri dönersek;


Covid 19 tedavisi sonrasında kalp krizi nedeniyle yakınlarını kaybedenlerin tazminat davası açma hakkı var mı?

Yanıtımız: Pandeminin dava açma hakkını ortadan kaldıran bir etkisi yoktur. Her vatandaşın anayasal hak arama özgürlüğü kapsamında dava açma hakkı vardı.


Covid 19 tedavisinde hidroksiklorokin vermesi tıbbi uygulama hatası (malpraktis) mıdır?


Yanıtımız: Covid 19 hastalığının tedavisinde henüz kanıtlanmış ve kesinleşmiş bir tedavi standartı oluşturulmamıştır. Ancak tüm dünyadaki tıp bilimi insanları bu konu üzerinde çalışmakta ve bilgileri sürekli yenilenmektedirler. Aşı ve tedavi konusudaki gelişmeler başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, bilim kurum ve kurulları tarafından tüm dünyaya duyurulmakdır. Bu gelişmeler ışığında her ülke, kendi mücadele yöntemlerini düzenleme, geliştirme, denetleme yetki ve sorumluluğundadır. Bu kapsamda Sağlık Baklanlığı’nın yayınlamış olduğu tedavi rehberleri, hekimlerin uymakla yükümlü olduğu kurallar bütünüdür. Bu rehberde yer alan tedavinin uygulanması sonucu meydana geldiği iddia edilen zarardan (kalp krizinde ölümlerden) hiçbir hekim sorumlu tutulamaz. Hatalı tedavi (#malpraktis) iddiası ile açılacak davaların Sağlık Bakanlığı aleyhine ve İdare mahkemesinde açılabileceği tartışmasızdır.


Maddi ve Manevi Tazminat Talepleri:


Ölen kişinin yakınlarının tazminat davası ile talep edebilecekleri, destekten yoksun kalmaları nedeniyle oluşan maddi zararları ile olaydan duydukları elem ve acıya yönelik manevi zararlarına dair tazminat haklarıdır.

Maddi tazminat taleplerinin kabulü için, meydana gelen ölüme #Covid tedavisinde kullanılan #hidroksiklorokin ilacının neden olduğunun ispatı gerekecektir. Bu durum, tamamen bilirkişi raporları ile ve tıp bilimi çerçevesinde ispat edilmesi gereken bir meseledir.

Ancak davada tartışılacak konusu var ki; “tüm dünyada 1 yıl öncesinde kullanımı durdurulan bir tedavi yöntemine neden ülkemizde devam edildiğidir”.

Açılacak davalarda, Covid19 tedavisi ardından kalp krizi nedeniyle yaşanan ölüme hidroksiklorokin ilacının neden olduğu net bir şekilde ispat edebilmese dahi, yakınlarının kaybedenlerde oluşan “ölüm olayının acaba Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiyesi dikkate alınmadan devam eden tedavi nedeniyle mi yaşandığı” yönündeki endişe, üzüntü ve belirsizliğin, manevi tazminat konusundaki talepleri değerlendiren mahkemelerce dikkat alabileceğini düşünmekteyiz.


Her zaman vurguladığımız gibi, hekim kusurunun olmadığı bir durumda verilen manevi tazminat kararlarının kesinlikle hekime rücü edilmemesi gerekir. Sağlık Bakanlığı’nın, pandemi döneminde canlarını tehlikeye atarak fedakarca görev yapan sağlık çalışanlarına, covid tedavisinde hata nedeniyle verilebilecek herhangibir tazminat kararını rücü etmeyeceğine inanıyoruz.




bottom of page