Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi dışında görevlendirilmelerinde #malpraktis ve #hekimsigortası limiti açısından 26 Kasım 2020 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik olumsuz sonuçları da beraberinde getirmektedir. Açıklamak gerekirse aynı serviste görev yapan hekimler için risk aynı olmasına rağmen farklı poliçe limitleri uygulanabilecektir. Bununla birlikte uzmanlığı olmayan bir hekimin farklı uzmanlıklar gerektiren alanlarda çalışması halinde daha fazla malpraktis iddiası ile karşılaşacağı unutulmamalı ve düzenlemenin olumsuz sonuçlarından hekimler korunmalıdır.
26 Kasım 2020 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik neler getiriyor. Yönetmelikle;
“Tıpta Ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”
MADDE 1 – 26/4/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin 11 inci maddesinin 4’üncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(4) Uzmanlık öğrencileri, uzmanlık eğitimi uygulamasından sayılmayan işlerde görevlendirilemez. Ancak deprem, sel baskını, salgın hastalık gibi olağandışı ve hizmetin normal olarak sürdürülemediği hallerde uzmanlık öğrencileri, hekimlik görevlerini yürütmek üzere eğitim gördüğü kurumda veya aynı il içerisindeki sağlık tesislerine 3 aylık süreler halinde bir yıl içinde en fazla iki defa görevlendirilebilir. Bu görevlerde geçen süreler eğitim süresinden sayılır. Ancak yukarıda sayılan haller nedeni ile tezini yetiştiremeyen ve çekirdek eğitim müfredatındaki yetkinliklerini kazanamayan uzmanlık öğrencilerine program yöneticisinin önerisi üzerine eğitim kurumunun akademik kurulu kararı ile 6 aya kadar süre uzatımı verilebilir.”
Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan Yönetmelikle asistan hekimlerin pandemi sürecinde sadece uzmanlık eğitimi alanında değil ihtiyaç duyulan diğer alanlarda da görevlendirilmelerinin yasal altyapısı hazırlanmıştır. Olağandışı hallerde sağlık hizmetinin organizasyonundan sorumlu Sağlık Bakanlığının mevcut kadroların kullanımına yönelik istisnai düzenlemeler yapması toplumun her kesimi tarafından desteklenmekle birlikte mesleğin başında olan doktorlar iş bu düzenlemelerin olumsuz sonuçlarından etkilememeli, ileride sağlık çalışanlarına maddi manevi maliyeti olmamalıdır.
Hekim ve hemşirelerden beklenen hayatları pahasına toplum sağlığı için ölümcül şartlarda çalışmalarıdır. COVİD-19 Pandemisi sırasında hoyratça yitirilen doktor, hemşire ve sağlık emekçilerinin kaybından ders çıkarılmalı ve atılan her adımın sağlık çalışanlarına nasıl döneceği iyi hesaplanmalı aleyhlerine olabilecek hususlar hemen düzeltilmelidir.
ELEŞTİRİLERİMİZ
SORUN : Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi dışında görevlendirilmelerinde malpraktis hekim sigortası limit sorunu;
#COVİD19 sebebiyle branş dışı görevlendirilen hekimlerde olduğu Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi dışında görevlendirilmelerinde de hekim sigortası poliçe limitine ilişkin sorunlar çıkmakta bazı durumlarda poliçe limiti açısından hekim aleyhine sonuçlar doğmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 23 Mayıs 2020 tarihli ve 31135 Sayı ile Resmî Gazetede yayımlanan #TKUİZMSS, Zorunlu Hekim Sigortası Genel Şartlarında yapılan değişiklikle pandemide görev yapan hekimlerin poliçe limitlerinin III.GRUP üzerinden değerlendirileceği şeklinde düzenleme yapılmıştır. Konu ile ilgili “Pandemi Sebebiyle Görevlendirilen Hekimlerin Poliçe Koruma ve Limitine İlişkin Tebliğin Malpraktis Davalarına Etkisi ve Eleştirilerimiz” başlıklı yazımızda Uzmanlık dışı görevlendirmelerde ortaya çıkan poliçe limiti sorunlarını el almış olumsuz sonuçlarının önlenebilmesi için ek düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirtmiştik.
Uygulamada pratisyen hekimlerin daha çok acillerde görevlendirildikleri ve Asistan doktorların da pratisyen hekimler gibi daha çok acil servilerde görevlendirilecekleri gerçeğinden hareketle ileride açılacak malpraktis davalarında poliçe limiti açısından sorun yaşanacağı aşikardır.
Örnek vermek gerekirse; Acil Tıp Uzmanına karşı açılan malpraktis tazminat davasında poliçesi IV. Grup olduğu için 800.000.TL lık koruma sağlıyor. Aynı serviste aynı şartlarda çalışan Asistan ve pratisyenler ise en son değişiklikle getirilen pandemide görev yapan hekim olmalarından dolayı (kanımca uzmanlık eğitimi branş poliçesinin yüksek limitli olması hali saklıdır) III. Grup üzerinden değerlendirilecek ve korumaları 600.000.TL olacaktır.
Görülüyor ki riskleri aynı olan hekimlerin poliçe korumaları farklı olabilmektedir. Malpraktis tazminat davaları neticesinde Sağlık Bakanlığı tarafından ödenen tazminatların hekime rücusunda poliçe limitleri çok önemli olacaktır.
SORUN : Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi dışında görevlendirilmelerinde malpraktis sorunu;
31316 Sayı ile 26 Kasım 2020 tarihli yönetmelikle asistan hekimlerin “olağandışı hallerde” (şu an halen yaşanan COVİD-19 Pandemisi gibi) uzmanlık eğitimi dışında da görevlendirilebileceği, bu görevlendirmelerin bir yılda 3 aylık sürelerle en fazla iki kez olabileceği ve eğitimlerinde yaşanacak aksamalar sebebiyle asistanlık eğitiminin 6 aya kadar uzatılabileceği düzenlemesi getirilmiştir.
Asistan hekimlerin her alanda çalıştırılabilmesinin yolunu açan düzenleme içerisinde hekimler açısından büyük riskler taşımaktadır. Malpraktis için zemin hazırlayabilecek olan düzenleme ile Asistan doktorların Pandemi sırasında uzmanlık eğitimi dışında temel tıp eğitimi almış doktor olarak yani pratisyen hekim gibi çalıştırılacakları açıktır. Bu durumda pratisyen hekimlerin ve asistan hekimlerin sağlık hizmet sunumunu yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiğine ilişkin genelgenin pandemi sürecinde nasıl uygulanacağı merak konusudur.
“………..Hal böyleyken Yüksek Sağlık Şurasına intikal eden dosyalardan, tıpta uzmanlık eğitimi verilen bazı kurumlarda tıpta uzmanlık öğrencilerinin ve diğer sağlık kurumlarında pratisyen tabiplerin, eğitim sorumlularının ve ilgili uzmanların nezareti olmaksızın uzmanlık bilgi ve becerisi gerektiren uygulamalarda ve müdahalelerde bulundukları anlaşılmaktadır. Bu durum, yukarıda belirtilen Anayasa, kanun ve yönetmelik hükümlerine göre hukuka aykırı bulunduğu gibi hizmetin mahiyeti ve hasta güvenliği bakımından da kabul edilemez niteliktedir………..”
“………….Bu itibarla, kaliteli sağlık hizmetine erişim hakkının ve hasta güvenliğinin korunması, hekimlerimizin ve kurum yöneticilerinin herhangi bir sorumluluklarının doğmaması, oluşabilecek mağduriyetlerin önlenmesi, ayrıca uzmanlık öğrencilerinin ve pratisyen tabiplerin en iyi şekilde yetişmelerinin temini bakımından, uzmanlık bilgi ve becerisi gerektiren her türlü müdahale ve tıbbi uygulamaların mutlaka ilgili eğitim sorumlusu veya uzman sorumluluğunda ve nezaretinde yapılması gerekmektedir.”
SONUÇ VE ÇÖZÜM OLARAK;
Asistan hekimlerin uzmanlık eğitimi dışında görevlendirilmelerinde malpraktis ve hekim sigortası limiti olmak üzere iki sorun öne çıkmaktadır.
Bu sorunlardan poliçe limitine ilişkin sorunun çözümü için Zorunlu Hekim Sigortası Genel Şartlarında tekrar yapılacak değişiklikle Pandemi dönemlerinde görevlendirilen hekimlerin Risk Grupları IV. Grup olarak değerlendirilecektir şeklinde düzenleme ile görevlendirilen tüm uzman hekimler, pratisyen hekimler, diş hekimleri ve asistan hekimler açısından malpraktis tazminat davalarında en üst limitten koruma sağlanmış olacaktır.
Diğer sorun ise Pandemi döneminde görev yapılan yere göre değişiklik göstermekle birlikte malpraktis riskinin pratisyen ve asistan hekimler açısından çok daha yüksek olacağı gerçeğidir. İstenmeyen her sonuçta malpraktis davasının açıldığını düşünürsek, mesleğin başında yer alan hekimlerimizi büyük zorlukların beklediği ve genelge ile asistan ve pratisyen hekimlere uymaları söylenen kurallara da pandemide fizik şartların yetersiz olması sebebiyle uyulamayacağı gerçeğinden hareketle tıbbi kötü uygulamadan doğan malpraktis tazminat davaları sonrası ödenen tazminatların hekimlere ve diğer sağlık çalışanlarına rücu edilmemesi gerekir. Zira asistan ve pratisyenlerin genelgeye uygun şartlarda çalışılmasının koşulları idare tarafından sağlanamamış olduğundan organizasyon sorumluluğu gereğince idarenin uhdesinde kalmalıdır. Pandemi döneminde ölümü göze alan hekimler ve sağlık çalışanlarına karşı rücu işlemi başlatılması “Kamu Vicdanını” da çok rahatsız edecektir.
ARB. AV. AYŞE ACAR YÜCEL
HANYALOĞLU-ACAR HUKUK BÜROSU